Lonely Planet sitesi, 2010’da Avrupa’nın en güzel sekizinci kenti seçmişti Bakü’yü. Aynı site 2014 yılının en iyi gezinsel destinasyonlarından biri olarak sıralama başına yerleştirmişti.
Sovyet döneminden bugüne Azerbaycan yada ‘Ateş Ülkesi’ haricinde hiçbir ülke bu kadar köklü bir dönüşüm yaşamamış olsa gerek. Bu çok büyük dönüşümü ilk elden görmek için gidilmesi ihtiyaç duyulan en iyi yer Azerbaycan’ın başkenti Bakü. Bakü’ye adım attığınız anda şehrin ne kadar temiz ve çağdaş olduğuna hayret edeceksiniz. Eski taş yapılarıyla geçmişi yaşatan Bakü İçerişehir ile hipermodern binaları bir arada bulacaksınız.

Çoktandır görmek istediğim şehre Eylül 2021’de gitme fırsatım oldu. Havaalanından çıkıp Bakü’ye doğru aracımla girdiğimde vakitlerden geceydi. Trafik olmadığından şehirle gözümün ilk teması stressiz olduğundan mıdır nedir, geçtiğim caddelerin genişliği ve düzeni, iki yana sıralanmış Fransız mimarisine öykünen binalarıyla içim ısınmıştı bu şehre derhal.
Aslına bakarsan her geçen gün alışmanız ve sevmeniz kolaylaşıyor. İnsanı yabancı değil, dili yabancı değil. Aşina olduğumuz Türk markaları tabelaları sık sık gözünüze çarpıyor. Bir an Deja-vu yaşayıp kendinizi memleketinizde hissetmeniz bile mümkün benim şeklinde.
Upuzun geniş mi geniş caddeler, cadde süresince yükselen yaşlı çınar ağaçları, geniş yaya kaldırımlar, her köşe başlangıcında karşınıza çıkan yemyeşil parkları ve tertipli binalarıyla görünce ben bu şehirde yaşarım dedim içimden. Hazar Denizi’nin batı kıyısında yer edinen Bakü’ye ‘Bad-ı Küba’ doğrusu ‘Rüzgarlar Şehri’ deniyor, rüzgârı bolca bir kent.
Bakü Seyahat Rehberi
Bakü’de meydana getirilen arkeolojik kazılarda bölgede ilk insan yerleşiminin MÖ 3 binli yıllara kadar uzandığı tespit edilmiş. Yazılı kaynaklarda ise 5. ve 7. yüzyıllar içinde Sasanilerin Bakü’de yargı sürdüğü biliniyor. Bakü, Sasani döneminde Bağavan ve Ateş-i Bakvan olarak adlandırılıyordu. Kent, 10. yüzyıl Arap kaynaklarında Bakuye, Bakuh, Baku; 15. yüzyıl Rus kaynaklarında Baka; Farsça kaynaklarda ise Badükübe olarak geçiyor.
Uzayıp giden düz sahil kesiminin ardında amfi tiyatroyu çağrıştıran yamacın üstüne doğru yayılmış bir kent. Hazar kıyısında, Bakü’nün renkli ve çağdaş yüzünü görebileceğiniz dev oteller, çağdaş binalar, gökdelenler, lüks avmleri sıralanmış. Şehrin sahil kesimi dahil içeriye doğru gittiğinizde kum renginde binaların sıralandığını görüyorsunuz. Hepsi de birbiriyle uyum içinde.
Eski binaların bir çok Bakü’den çıkarılan ‘Aglay’ denilen sarı kumtaşından yapılmış. Binaların süslü ön cepheler, heybetli süslemeleri ile Neo-klasik ve Gotik mimarisinin bir sentezini görüyorsunuz. Zaman içinde kararan kumtaşı binaları temizlenmiş, mimariye uymayan yapılar Bakü taşıyla kaplanmış.
Yenilenmiş ve temizlenmiş tüm eski binalar ışıklandırılarak, geceleri ışıl ışıl parıldayan bir şehir ortaya çıkarılmış. Bu yüzden Bakü, geceleri gündüze gore fazlaca değişik ve fazlaca daha güzel.
Sokakların her köşe başlangıcında trafik polisi içeriyor. Yoğun saatlerde polis araçlarının sayısı da artıyor. Kurallara uyulan, korna seslerini fazlaca ender duyacağınız, muntazam akan bir trafiğe haiz. Yaya geçidinden geçince araçlar durup yol veriyor.
Kentte, raflarında 4 milyon 600 bin kitap ve el yazması olan devasa bir kütüphane, birçok tiyatro, opera ve konser salonu, bir çok Sovyet rejiminden miras kalan sanat merkezleri var.
Bakü’yü ziyaret etmek için en iyi süre, sıcaklığın ılımlı olduğu, ormanların ve dağların renklerinin tüm canlılığa haiz olduğu İlkbahar yada Güz ayları. Yazı oldukça sıcak, kışı ise sert olabiliyor. Senenin herhangi bir zamanında aşırı rüzgarlı olabilir, bu yüzden Bakü’yü ziyaret ederken hazırlıklı olun.
Bakü’de en sıcak yaz ayları olan ağustos ve temmuzda ısı 35 ila 40 derecelere çıkabiliyor. Bakü’ye gelmek için en iyi zamanlar nisan, mayıs, eylül ve ekim ayları, zira kış aylarında hava oldukça serin yada şiddetli rüzgârlı oluyor.
Genel olarak Bakü, bilhassa turistlere yönelik ufak hırsızlıkların neredeyse asla olmadığı oldukça güvenilir bir kent. Ne gece ne de gündüz kendimi güvensiz hissetmedim. Bakü’de endişelenecek bir şey yok. Taksi şoförleri dolandırıcılığından endişeleniyorsanız Bolt yada UBER uygulamasını kullanın.
Satın almak için mahalli bir sim kart arıyorsanız, Azercell mükemmel bir seçenek. Vardığınızda havaalanından ya da kent merkezinde bir tane satın alın. Fiyat aralığı istediğiniz pakete bağlı olarak değişiyor. 10 GB paket 21 AZN tuttu.
Bakü Gezilecek Bölgeler
Bakü’de yapılacak çok çok fazla şey var ve bazı ilgi çekici bölgeler fazlaca azca mesafe kat etmenizi gerektirecek, minimum 2 tam gün (3 gece) Bakü’de geçirmenizi tavsiye ederim. Vaktiniz var ise ve bu rehberdeki her şeyi görmek istiyorsanız, ülkenin geri kalanını keşfetmeden ilkin Bakü’de ortalama 3 tam gün (4 gece) geçirmenizi tavsiye ederim.
İlk gün Bakü Bulvarında yer edinen Halı Müzesini ziyaret edin ve öğleden sonranızı İçerişehir’i keşfederek geçirin. Kız Kulesi, Şirvanşahlar Sarayı, Minyatür Kitap Müzesini görün. Bakü Bulvarı süresince akşam yürüyüşüne çıkın.
İkinci gün Kobustan Ulusal Parkı’na gidin, petroglifleri görün. Sonrasında da Balçık Volkanlarına gidin. Dönüşte Bakü’nün gelecekte gözde semtlerinden biri olmasını beklediğim Bibiheybet’e uğrayın, sokaklarından dolaşın, Bibiheybet Camii’ni ziyaret edin.
Üçüncü gün öğleden ilkin Haydar Aliyev Kültür Merkezini ziyaret edin. Sonrasında Ateşgah’ı ve Yanardağ’ı ziyaret edin. Apşeron Yarımadasının en uç kısmına gidin. Akşamın geri kalanını Nizami Caddesi’nde geçirin.
Dördüncü gün akşam saatinde İçerişehir’i gezin, Kız Kulesi’ne ve TV Kulesi’ne çıkın. Türk Şehitliğini ziyaret edin.
1. Bakü İçerişehir

İçerişehir (İçərişəhər), halk içinde ‘Eski Kent’ olarak malum, Bakü’nün ilk kurulduğu yerleşim merkezi ve en kıymetli zamanı ve mimari rezervi. Zamanı İpek Yolunun, stratejik bir konuma haiz Bakü’ye getirmiş olduğu zenginliğin bir yansıması. 1300’lerin sonlarından 1500’lere kadar birkaç yüzyıl süresince Şirvanşah hanedanı Bakü’yü başkent yapmış oldu.
Şirvanşah Sarayı ve en eski camilerden bazıları da dahil olmak suretiyle bazı eski binalar bu zamanda inşa edilmiş. Arnavut kaldırımlı sokakları süresince pek fazlaca eski yapıyı içinde barındıran ve içinde 3 bin kişinin yaşamış olduğu yer, UNESCO Dünya Mirası Sıralamasında koruma altında.
Hazar Denizi süresince uzanan İçerişehir, 12. yüzyılda kenti korumak için çaba sarfetmek amacıyla inşa edilen sur duvarlarıyla çevrili. Bir zamanlar Hazar Denizi’ne açık bölgesinde de duvarlar vardı. Duvarlar yıkılıp, çıkarılan kesme taşlar satılıp elde edilmiş gelirle Bakü Bulvarı yapılmış. Çıkan taşlar sur dışındaki Bakü’nün inşasında kullanılmış.
Heybetli balkonlara haiz, kireçtaşından yapılmış binaların bir çok aynı renkleri paylaşıyor. Dar ve dolambaçlı İçerişehir sokakları birazcık labirenti çağrıştırıyor. Surların içi, bölgesel hediyelik eşya dükkanları, butik oteller, cafe ve restoranlarla dolu. Benzersiz 1.300’den fazla yapısıyla canlı bir tarih şeklinde duruyor burası.
Kız Kulesi, kale duvarları, Şirvanşahlar Sarayı, Muhammed Camii, ufak kervansaraylar, camiler, hamamlar, müzeler ve öteki mimari anıtlar görmeye kıymet.
2. Kız Kulesi

Kız Kulesi, Bakü’nün Hazar Denizi kıyısına doğru eğimli devasa bir kaya üstüne silindirik formda inşa edilmiş. Bir zamanlar Hazar Denizinin dalgalarının altına kadar ulaşmış olduğu 29 metre yükseklikteki kule yapı ‘Qız Qalası’ doğrusu ‘Kız Kulesi’ 12. yüzyılda inşa edilmiş olduğu tahmin ediliyor. Kaidesinin tarihinin Sümerlere kadar uzadığını iddia eden tarihçiler var. Şehrin en mühim simge yapılarından biri.
Hangi amaçla yapıldığı bilinmeyen kulenin yapısına dayanarak kulenin Zerdüşt dаhmаsı, аteşperestlik tapınağı, Mitra ve Аnаhitа ilаhileri ile ilgili yapı olduğu düşünülüyor. Hakkında pek fazlaca efsanenin anlatıldığı ve Azerbaycan parası Manat’ta da yer edinen kule, 18 ve 19. yüzyıllarda deniz feneri olarak kullanılmış.
Geceleri ışıl ışıl, çevresinde fazlaca sayıda hediyelik eşya dükkanları ve cafeler sıralanıyor. Kız Kulesi’nde ve etrafındaki meydanda her yıl Nevruz Bayramı kutlamalarına ev sahipliği yapıyor. 1964 yılından bu yana müze olarak etkinlik gösteriyor.
Bakü Kız Kulesinde birinci katta duvarın kalınlığı 5 metreyi buluyor. Kalenin içi ise ontma taşlarla inşa edilmiş 8 kattan oluşuyor. 1964’ten bu yana müze olarak etkinlik gösteriyor. Eski kentin silüetine mühim bir katkı elde eden Kız Kulesi çevresinde meydana getirilen kazılarda ortaya çıkarılmış anıtsal bina kalıntıları görülebilir. Kazılarda X. yüzyıla ilişkin bir caminin kalıntıları da ortaya çıkarılmış.
3. Şirvanşahlar Sarayı

Şirvanşahlar Sarayı, İçerişehir’in en kıymetli mirası, UNESCO Sıralamasında. 1300’lerin sonlarından 1500’lere kadar birkaç yüzyıl süresince Bakü’yü başkent olarak kullanan Şirvanşah hanedanı sürecinin eseri. Şirvanşahlar Hanedanı’nın şahı İbrahim Halilullah periyodu olan 15. yüzyılda yapılmış.
Yakın doğunun en görkemli mimari eserlerinden biri olarak kabul edilen Şirvanşahlar Sarayı, geçmişte hastane ve kışla olarak kullanıldıktan sonrasında günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Haftanın her günü 10.00-18.00 saatleri içinde ziyaret edebileceğiniz müzede şahlara ilişkin hususi eşyaların yanı sıra vitray, halı şeklinde el yapımı eserler sergileniyor.
Bakü Minyatür Kitap Müzesi, Şirvanşahlar Sarayının derhal dibinde içeriyor. Ben ziyaret ettiğimde kapalıydı, fakat vaktiniz var ise ve açıksa muhakkak ziyaret edin siz. 2002’de oluşturulan müze dünyadaki ilk ve tek minyatür kitap müzesi. Müzenin kurucusu ve minyatür kitap koleksiyonunun sahibi Zarife Salahova, 30 yıl ilkin minyatür kitap toplamaya başlamış ve şu anda koleksiyonunda 5 bin 600 kitap var.
4. Haydar Aliyev Kültür Merkezi

Haydar Aliyev Kültür Merkezi (Heydər Əliyev Mərkəzi) – Irak asıllı, prestijli Pritzker Mimarlık Ödülü’nün de sahibi, İngiliz mimar Zaha Hadid tarafınca tasarlanan ve 2012’de oluşturulan merkez şehrin en mühim kültürel yapısı. Kıbrıslı Türk mimar Saffet Kaya Bekiroğlu da detay tasarımını yapmış.
İkonik kültür merkezi, Bakü’de fazlaca yaygın olarak görünen anıtsal Sovyet mimarisinden koparak, bunun yerine Azerbaycan kültürünün hassasiyetlerini ve geleceğe bakan bir ulusun iyimserliğini ifade ediyor. Sıradışı ve futuristik mimariye haiz kültür merkezi, Haydar Aliyev’in doğumunun 89. yıl dönümünde açılmış.
Hazar denizinin yükselişini sembolize eden ve sınırsızlık hissi uyandıran yapı, dışardan oldukça karmaşık şeklinde görünse de içerisi inanılmaz mütevazı ve ferah. Azerbaycanlıların hem kendi kültürlerini sunabildikleri hem de kullanmaları için tasarlanmış güzel bir yer olmuş.
2013’te hizmete giren görkemli binada 1000 kişilik oditoryum, geçici sergi alanları, konuşma merkezi, imalathane emekleri ve müzeyi barındıran fazlaca işlevli bir mekan. Zemin kattaki Otomobil Müzesi meraklılar için fazlaca kıymetli örnekler gözler önüne seriyor. Üst katlarda kalıcı ve dönemsel sergileri gezebilirsiniz.
Müzenin zemin katında Haydar Aliyev’in değişik dönemlerinde kullandığı otomobiller sergileniyor. Müzenin birinci katında Haydar Aliyev’in yaşamı ve faaliyetleri ile Azerbaycan halkının 20. yüzyıldaki mühim kilometre taşları, fotoğraflar ve video sunumları ve fazlaca sayıda benzersiz eşya ile yansıtılmış.
Bu görkemli binanın bodrum katında etkisi altına alan bir Klasik Otomobil Sergisi var. Bu sergiyi dolaşmak için ayırdığınız bir saate kesinlikle kıymet. Maalesef ben oradayken araçlar bakıma alınmıştı.
Azerbaycan’ın kültürel mirasını ve tarihini gösteren Treasures of Azerbaijan: Through the Wave of History (Tarihin Dalgasında Azerbaycan Hazineleri) salonu merkezin en ilgi çekici yerlerinden. 6 bölümden oluşan Azerbaycan Hazineleri Sergisi, Azerbaycan’ın eski tarihini ve kültürel mirasını yansıtmış.
Sergide Azerbaycan tarihinin tüm dönemlerini anlatılmış. Azerbaycan topraklarında meydana getirilen arkeolojik kazılarda bulunan eserler, Azerbaycan kültürünün değişik alanları ile ilgili eserler sergilenmiş. Azerbaycan halı dokuma sanatı başta olmak suretiyle eski el sanatlarının eşi olmayan örnekleri, Azerbaycan giysilerini görebilirsiniz.
Kilden ve hayvan kemiklerinden yapılmış Azerbaycan’ın en eski müzik aletlerinden çağdaş zamanların müzik araçlarına kadar pek fazlaca kıymetli müzik aletini barındıran müzeyi kesinlikle görün. Sergilenen müzik aletlerinin önünde durduğunuzda müzik aleti ile yapılmış müzikler çalmaya başlıyor.
Ülkenin kültürel programlarının ana binası olacak şekilde tasarlanan merkez, Neriman Nerimanov metro durağına yakın. Haydar Aliyev Kültür Merkezi giriş tutarı 15 AZN (75TL). Ziyaret ettiğim dönemde bakımda olan Classic Car Exhibition kısmına girmek istiyorsanız ise ek olarak 10 AZN ödemeniz gerekiyor.
Ülkenin kültürel programlarının ana binası olacak şekilde tasarlanan merkez, Neriman Nerimanov metro durağına yakın. Haydar Aliyev Kültür Merkezi giriş tutarı 15 AZN (75TL). Ziyaret ettiğim dönemde bakımda olan Klasik Otomobil Sergisi kısmına girmek istiyorsanız ise ek olarak 10 AZN ödemeniz gerekiyor. Müzeyi artsandculture.google.com ile gezerseniz eserler hakkında kıymetli bilgiler alabilirsiniz.
5. Ateşgâh

Ateşgâh (Atəşgah), dünyanın üç Zerdüşt tapınağından biri. Bakü’ye 30 km mesafede yer edinen ve Apşeron Yarımadası’nın Surahanı Kasabası’nda bulunan Ateşgâh, ateş mabedi anlamına geliyor. Zerdüştlerin mukaddes kitabı Avesta’ya gore Hürmüz adındaki Tanrı Gökte yaşıyor. Güneş onun gözü, yer yüzündeki alev ise onun yansıması.
Mecusilerin tapınağı Ateşgâh, 7. yüzyıla kadar o dönemlerde buradan geçen kervanların konaklama yeri olmuş. Geçmişte 2 kez yıkılmış 3. kez tekrardan inşa edilmiş. Mecusilere gore fazlaca mukaddes olan Ateşgâh 7 asırda Azerbaycanlıların İslam’ı kabul etmesiyle önemini yitirmiş.
Altıgen şekilde 24 hücreli ve konuk odalı bugünkü mabet 17. yüzyılda inşa edilmiş. Dünya’da İran ve Hindistan haricinde bir tek Azerbaycan’da yer edinen mabed Zerdüştlük inancına gore Mekke kadar mukaddes. 1713’te 12 İranlı ve Hintli Mabet Rahibi varken, 19. yüzyılın başlarında sayıları 70’e kadar çıkmış. 1864 senesinde son ateş rahibi ölünce mabet dini hususi durumunu yitirip sessizliğe gömülmüş.
Fransız yazar Jules Verne’nin eserinde de geçen mabet, 1975 senesinde tekrardan restore edilerek Azerbaycanın kültür mirasları içinde yerini almış. 21 Mart Nevruz günü ziyaretçi akınına uğrayan Ateşgâh’ta Zerdüşt dinine inananlar, geçmiş dönemde çilehane olarak kullanılan şimdi müzeye çevrilmiş odaları ziyaret ediyorlar.
Medreseyi çağrıştıran bir mimariye haiz, oldukça geniş bir bahçesi, bahçeyi çevreleyen duvarların dibinde ise hücreler var. Duvarların altında çilehane denilen hücreler Zerdüşt hacıların bir tek tuz yiyerek ve su içerek çile çektikleri odalar olmuş geçmişte. Hücreler şimdilerde Zerdüştlük, Ateşgâh ve dönemin zamanı ile ilgili bilgilerin paylaşılmış olduğu müze odaları olarak hizmet veriyor.
Ateşgâh turistlere açık, giriş 2 Manat. Ulaşım için Uber yada Bolt kullanabilirsiniz. Sabah Haydar Aliyev Kültür Merkezini ziyaret ettikten sonrasında; Ateşgah, Yanardağ ve Abşeron yarımadası ile devam edip bir günlük Bakü rotası oluşturabilirsiniz.
6. Yanardağ

Yanardağ, Azerbaycan’ın en garip görülecek yerlerinden biri. Yanardağ, yeraltından çıkan gazın tutuşmasıyla, bizdeki Yanartaş’ı anımsatan bir görünüme haiz. Yanartaş, pek fazlaca noktada çıkan zayıf ateşe sahipken Yanardağ’da bir tek bir noktadan çıkan, uzunluğu 10 metreyi kabul eden ve oldukça kuvvetli yanan bir ateş.
Devamlı olarak yanan organik gaz ateşi Yanardağ’da, gaz kaynağındaki basıncın etkisiyle alevlerin yüksekliği kimi süre 3 metreyi buluyor. Yanına yaklaştıkça sizi yakacak kadar kuvvetli yanan alevler yamacın altındaki bir açıklıktan yükseliyor. Naturel gazın gözenekli tabakalardan sızması sebebiyle yakındaki derelerin yüzeylerinin de bir kibritle kolayca tutuşturulduğu söyleniyor.
Azerbaycan’ın Ateş Ülkesi diye adlandırılmasına sebep Yanardağ, geçmişte İran, Hindistan ve Pakistan’dan gelen Ateşperest Zerdüştlerin yakarma yeri olmuş. 20. yüzyılın başlangıcında bu coğrafyada petrol çıkarılmaya başlanınca bu tür dağlar söndürülmüş. Bazıları ise petrol çıkarılınca kendiliğinden sönmüş.
Yanardağ’ın karşısında açık hava konserleri için ortalama 500 kişilik bir amfitiyatro içeriyor. Ek olarak gene yukarıda manzarayı izleyebileceğiniz bir de kafe var. 2007 senesinde Ulusal Park duyuru edilen koruma altındaki Yanardağ’da bölge hakkında informasyon veren müzeyi de gezebilirsiniz.
7. Apşeron Yarımadası
Apşeron Yarımadası, Hazar Denizi’nin içine doğru 60 km uzanan ve en geniş yeri 30 km olan bir yarımada. Kafkas Dağları’nın doğu uzantılarından kabul edilen yarımada, belirgin özelliği fazlaca sayıdaki tuz gölü ve tuzla olan, yer yer koyaklarla yarılmış hafifçe dalgalı düzlüklerden oluşuyor. Bakü ile onun uydu şehirleri Sumgayıt ve Hırdalan, Apşeron Yarımadası üstünde içeriyor.
Yarımada Bakü’nün dinlence adası olarak da plajlarıyla oldukça tercih ediliyor. Uygun iklimi, organik koşulları, ılık ve berrak denizi, ince kumlu plajları, tedavi amaçlı kullanılan çamuru ve şifalı suları ile Azerbaycan’ın en gözde mekânlarından biri.
Şahdili denilen, Bakü’nün Hazar Denizine uzayan en uç kesimini görmeyi planlamıştım. Ben yetiştiremediğimden gidemedim fakat günbatımı saatlerinde güzel bulunduğunu duydum. Yanınıza şortunuzu alıp gidebilirsiniz.
8. Bakü Türk Şehitliği

Bakü Türk Şehitliği, başkentin en güzel manzaralı yerine kurulmuş, körfeze bakan bir şehitlik. 1918’de Osmanlı Devleti ile antak kalma icra eden Azerbaycan, Bolşevik birlikleri ve Ermeni çeteleri işgaline karşı Osmanlı hükümetinden yardım istemiş. Bakü ve Azerbaycan’ın öteki illerinin bu işgalden kurtarılması için 10 binin üstünde asker gönderilmiş.
Eylül 1918’de 30 saat devam eden şiddetli muharebeler sonrasında sonrasında Bakü kurtarılmış. Bakü’de halkın coşkuyla karşıladığı Osmanlı askerleri, kentte geçit töreni düzenlemiş. Bakü’nün kurtuluşu için yapmış olduğu mücadelede 1130 şehit verilmiş.
İçerişehir’den yürüyerek de gidilebilen fakat yolu oldukça yokuş olan şehitliğe de uğrayın. Azerbaycan’ın Bakü, Şeki, Şamahı, Gobustan, Göyçay, Kürdemir, Neftçala, Hacıkabul ve Kuba şeklinde birçok bölgesinde Kafkas İslam Ordusu askerinin defnedildiği 14 Türk şehitliği var.
Bu mühim mezarlıkta ek olarak Osmanlı şehitleri anısına 1999’da Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı tarafınca yaptırılan bir anıt ve bir camii de bulunuyor. Akşam saatlerinde giderseniz Bakü’nün gece manzarasını da seyredebilirsiniz.
Bakü Türk Şehitliği, 1990 Ocağında 19’unu 20’sine bağlayan gece Sovyet Ordusu’nun başkent Bakü’ye girmesiyle meydana gelen katliamın kurbanlarının yatmış olduğu Şehitler Hıyabanında içeriyor.
Bununla beraber Bakü Türk Şehitliğine fazlaca yakın olan Tv Kulesi, 310 metre yüksekliği ile Azerbaycan’ın en yüksek yapılarından biri. Kulenin 65. katındaki restorandan Bakü manzarasını seyredebilirsiniz.
9. Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi
Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi, başkent Bakü’nün en büyük müzesi. Tagiyev Sokağında yer edinen müze 1920’de kurulmuş. İki ayrı bölümden oluşan müzede Azerbaycan’ın en eski dönemlerinden itibaren elde edilmiş arkeolojik ve etnografik malzemelerin sergilendiği Ulusal Müze kısmı haricinde ünlüpetrol taciri ve hayırsever Hacı Zeynelabidin’in yaşamış olduğu ev ve mekanların yer almış olduğu öteki bir bölüm var.
Arkeolojik malzemeler Manna, Med, Skif, Atropatene, Albanlar ve Hürremiler dönemlerine ilişkin. Azerbaycan coğrafyasından derlenmiş kıymetli etnografik eserler de sergileniyor. 300 bin parçalık koleksiyona ev sahipliği icra eden müzede aynakari, kalem işi, alçı ve kalemişi süslemeleri görülmeye kıymet.
10. Alev Kuleleri

Alev Kuleleri (Alov Qüllələri), Hazar Denizi’ne ve Bakü’nün eski kent merkezine bakan bir tepede yer edinen, Azerbaycan’ın başkentinin silüetinde mühim bir yere haiz üç ikonik binadan oluşan Bakü’deki kim bilir en garip yapı topluluğu. 2013’te en iyi otel ve gezim kompleksi ödülü kazanmış.
Otel, ofis ve konut olarak kullanılan, yüksekliği 181 metreye ulaşan 3 tane kuleden oluşan bu yapı, aslen Azerbaycan’ın ilk gökdelenleri. 2013 senesinde MIPIM tarafınca ‘En iyi Otel ve Gezim kompleksi’ ödülünü almış.
Kentin yeni simgesi Alev Kuleleri’ni akşamları ışıklandırılmış haliyle görmenizi tavsiye ederim. Bu binalar geceleri 10 bin lambayla aydınlatılıyor, başta Azerbaycan bayrağı olmak suretiyle şekilden şekile giriyor. Titrek konsepte yansıtılan LED ışıklar, ‘alev’ tesiri yaratıyor.
11. Halı Müzesi

Halı Müzesi, katlanmış bir halı şeklinde tasarlanmış, İçeri Kent civarlarında yer edinen ve dünyaca meşhur Azerbaycan halılarının en büyük koleksiyonuna ev sahipliği icra eden bir müze. UNESCO’nun somut olmayan kültürel miras sıralamasında yer alanAzerbaycan halı sanatı oldukça köklü bir geçmişe haiz.Dünyanın ilk halı müzesi de esasen Bakü’de 1967’lerde açılmış.
Azerbaycan’ın halı dokuma geleneği, Herodot’tan, Ksenofon’a kadar pek fazlaca antik yazarın eserlerinde kendisine yer bulmuş. Azerbaycan halı sanatının en güzel örneklerini görebileceğinizAzerbaycan Halı Müzesi, Bakü gezilecek bölgeler listenizde olsun. müze binasında asırlık kilim ve halı dokumaları sergileniyor.
Bu yeni çağdaş binasında 2019’dan bu yana hizmet veren müzede 10 binden fazla seramik, 14. yüzyıla ilişkin metal eserler, Tunç Çağına ilişkin mücevherler, 17. ve 20. yüzyıllardan dokuma sıklığı, desen, kompozisyon, renk uyumu ve bölgeleri şeklinde özelliklere gore halı ve kilimler sergilenmiş. Ek olarak ipekli işlemeler, ulusal giysiler ve nakışlar da görülebiliyor.
Halı müzesinin derhal yanıbaşında da kanallardan oluşan ve içinde sandal ile gezebileceğiniz Little Venice içeriyor. Adını düşünüp büyük hayallere kapılmayın, oldukça ufak bir yer, isim birazcık abartıya firar etmiş. 30 dakikalık tekne yolculuğu şahıs başı 3 Manat.
Halı Müzesini gezdikten sonrasında oturup bir şey içmek isterseniz, Hazer Denizi kıyısında yer edinen garip mimarisiyle Dəniz Mall güzel bir seçim olur. Kahvenizi alıp Bakü Bulvarında devasa ağaçlar altında bir bankta da benim yaptığım şeklinde kahvenizi içebilirsiniz.
Gene Halı Müzesinin oradan Neftçiler Caddesine paralel, deniz kıyısı süresince yürüyüş yapabileceğiniz görkemli Bakü Bulvarı akşam yürüyüşleri için şahane olur. Bir şehirde olması ihtiyaç duyulan tüm nitelikleri taşıyan şık ve ferah park, upuzun yürüyüş yılları, oturma alanları, çay evleri, havuz ve meydanlara haiz.
11. Kobustan Millî Parkı
 
 
Kobustan Ulusal Parkı (Qobustan Ulusal Parkı), Taş Devri ve sonraki dönemlerdeki insanların yaşamına dair kanıtların yoğunlaştığı, anaerkilliğin var olduğu Neolitik çağa kadar uzanan geçmişiyle ilkel insanların varlığının tarih öncesi dönemine tanıklık eden bir arkeolojik biriki. Azerbaycanlı kazıbilimci İshaq Caferzade tarafınca 1939’da bulunan tarih öncesi yerleşim yerinde, 6 binden fazla petroglif olarak isimlendirilen kaya resimleri içeriyor.
Pek fazlaca dağ geçidini (Azericesi ‘qobu’) ve üç kayalık platoyu kapsayan, varlıklı flora ve faunaya haiz bölge, son Buzul Çağı’na dek iskân edilmiş mağaraları, yerleşim alanlarını ve mezarlık kalıntılarını içeriyor. Bakü’ye 64 km uzaklıkta dağlık alan 2007’de UNESCO tarafınca Dünya Mirası duyuru edilmiş.
Kobustan Kaya Sanatı Kültürel Peyzaj Alanı (Qobustan Qaya Sənəti Mədəni Landşaftı) , ilkel insanları iskân etmiş mağaraları, yerleşim alanlarını ve mezarlık kalıntılarını içeriyor. Eski insanoğlu tarafınca taşlara oyulmuş ve tarihsel döneme ilişkin engin bilgiler sunan petroglifler muhteşem şekilde korunmuş.
Yirmiye kadar değişik yaşam alanının keşfedildiği ulusal parkta, ilkel kabilelerin yaşam, avlanma ve eğlence tarihini özetleyen pek fazlaca petroglif görülebilir. Kayalarda betimlenmiş av hayvanları ve av sahneleri çizimleri bugün de net olarak görülebiliyor.
Ulusal park alanındaki kayalarda belli belirsiz olan bazı çizimlerdeki ceylan, boğa, domuz, yılan, kertenkele ve öteki canlıları ve figürleri daha net canlandıran ve özetleyen müzesini de gezin.
Millî Parkı ve müzesinin beraber giriş tutarı 8 AZN (40 TL). Ben vasıta kiralayıp gitmiştim. Toplu taşıma ile Kobustan köyüne gidip oradan taksi ile gidilebilir. Ana giriş ve müze binası yan yana, sadece Petrogliflerin olduğu kayalık bölge girişe ortalama 2 km uzaklık içeriyor.
12. Gobustan Balçık Volkanları
 
 
Balçık Volkanları, Kobustan köyünün arkasındaki tepede yer edinen garip bir jeolojik oluşum. Hazar Denizine nazır, kıraç bir tepede yer edinen irili ufaklı balçık volkanlarını ilk gördüğümde başka bir gezegende olduğum hissine kapılmıştım.
Bakü’nün ortalama 60 km güneybatısında, petroglif müzesine 13 kilometre uzaklıkta yer edinen irili ufaklı balçık volkanları, dünyadaki en büyük balçık volkanları oluşumlarından biri. Gezegenimiz üstünde tahmini 700 balçık volkanının ortalama 400’ünün Gobustan, Azerbaycan ve Hazar Denizinde olduğu tahmin ediliyor.
Burada yer altından çıkan balçıklar, üstüne çıkabileceğiniz ufak tepeler oluşturmuş. Tepeler içinde yürüdüğünüzde devamlı bir “lıkırdama” sesi duyuluyor. Yer altından çıkan balçıklar yada gazlar bu sesleri çıkarıyor.
Buradaki balçık deri hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor fakat ben güvenli olamadım. Burası petrolün kendi kendine yüzeye çıkmış olduğu bir coğrafya. Kimileri buradaki çamuru vücuduna sürüyor. Sonrasında derhal aşağıda yer edinen ufak bir gölette de temizleniyor.
Balçık volkanlarına ulaşmak için vasıta koşul. Hatta 4×4 araçlar daha iyi olsa da sabırlı ve yavaş giderim derseniz düzgüsel araçlarla da gidilebilir. Herhangi bir denetim yada kapı yok, giriş parasız.
Toplu taşıma kullanmak isteyenler 28 May metro istasyonundan 125 numaralı otobüs ile Lökbatan’a, ordan da 195 numaralı otobüs ile Kobustan köyüne ulaşabilirler. Hem petroglif müzesini hem de balçık volkanlarını dolaştırmak isteyen pek fazlaca taksi şoförü köyün girişinde sizi bekliyor olacak. Yabancı bloglarda ücretin 15-20 manat olduğu geçiyordu. Balçık rezervine yürüyerek gitmenizi tavsiye etmem. Çorak bir yolu bir ihtimal 1-2 saat yürümeniz gerekecek şeklinde görünüyordu.
Bakü’de bunların haricinde da gezilecek pek fazlaca adres var. İslam mimarisinin güzel örneklerinden olan ve 13. yüzyıla tarihlenen fakat ne yazık ki 20. yüzyılın başlarında yıkılan sonrasında da orijinal haliyle tekrardan inşa edilen Bibiheybet Camii Bakü gezilecek bölgeler listesine eklenebilir. Caminin olduğu semt de gelecekte bir Alaçatı şeklinde olabilir şeklinde görünüyor.
Bakü’nün en gezinsel noktalarından kabul edilen Çeşme Meydanı’nı gezebilirsiniz. Öteki taraftan Internasyonal Muğam Merkezi, Devlet Kukla Tiyatrosu yada Devlet Opera ve Balesinde bir şov seyredebilirsiniz.
Nizami Caddesi, Bakü şehir merkezinde, alışveriş tutkunlarına hitap eden bir cadde. Azeri ozan Nizami Gencevi’nin adında olan cadde vasıta trafiğine kapalı. 3.5 km’lik cadde üstünde alışveriş yapabileceğiniz mağazaların yanı sıra zamanı değere haiz birçok yapı bulunuyor. Şehir merkezini batı-doğu düzleminde kesen yaya yolu, akşam ışıklandırması yardımıyla fotoğraf çekmeyi seven tatilciler için ideal atmosfere haiz.
Kentin bu kısmında yer edinen, başlangıcından günümüze Azerbaycan edebiyatının mühim şahsiyetlerinin yaşam hikâyelerini inceleyebileceğiniz Azerbaycan Edebiyatı Müzesi, 1945’te ziyarete açılmış. Müzede, 30 ana ve 10 ek salonunda yazarların 3 binden fazla el yazması, nadir kitapları, resimleri ve heykelleri, hatıraları ve öteki objeler sergileniyor.
Bakü Bulvarı (Denizkenarı Ulusal Park) ise Hazar Denizi kenarına inşa edilmiş oldukça geniş cadde ve onun çevresinde kafeleri restoranları ve mağazalarıyla çağdaş Bakü’nün en popüler yeri. Geniş bulvarda yürüyüş ve bisiklet yollarının yanı sıra büyük avm olan Park Bulvar içeriyor.
Kristal Salon, Bakü’de bulunan fazlaca fonksiyonlu bir kapalı arena. 2012 Eurovision Şarkı Yarışması’nın gerçekleştirildiği Kristal Salon 25 bin şahıs kapasiteli. Arenada Jennifer Lopez, Rihanna ve Shakira şeklinde dünyaca meşhur sanatçıların konserleri düzenleniyor.
Azerbaycan Devlet Filarmonisi (Azərbaycan Dövlət Bilimsel niteliği olan Filarmoniyası), Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ulusal filarmoni orkestrası. Filarmoninin repertuarında klasik batı müziği ve Azerbaycan müziği eserleri sunuluyor. Denk gelirse bir konserine gidebilirsiniz.
Bakü yeme ve içme
Başkent Bakü, zamanı bir şehir olma özelliğiyle ön plana çıkan, sofistike geleneksel bir mutfak kültürüne haiz. Öte taraftan fast food kültürü ve dünya mutfağının, şehir mutfağında mühim bir yeri var. Orta Doğu, Türkiye, İran, Asya ve Hindistan şeklinde ülkelerin mutfaklarına özgü lezzetlerinin tadılabileceği fazlaca sayıda restoran, kebap evleri, çay evleri ve sokak satıcıları kentte oldukça yaygın.
Oldukca çeşitli olan Azerbaycan yiyecekleri çoğu zaman etli, sebzeli, sütlü, hamur harcı işli yemekler, pilavlar ve çorbalardan oluşur. Azerbaycan mutfağında dikkat çeken bir özellik de aynı türe ilişkin yiyeceklerin pek fazlaca çeşidinin olması. Söz gelişi dolma ve sarmanın 30’dan fazlaca, pilavın 100’den fazla çeşidinin olduğu bilinmektedir. Bu durum çorbalar, hamur harcı işleri, et ve sebze yiyecekleri, tatlılar, salatalar için de geçerlidir.
Et ve balık çeşitlerinden hazırlanan kebapların, ufak mantılarla meydana getirilen düşbere, bizdeki börekleri çağrıştıran ve üstüne yoğurt ile sumak dökülerek servis edilen kutab, en fazlaca tüketilenler içinde. Şehir mutfağı ek olarak, ciğeri ve sebzeleriyle meşhur. Öte taraftan Hazar Denizi’nin meşhur balığı Asetrin ızgarası da denenilmesi gerek yiyeceklerden.
Şeki şehrinin mutfağından, içinde kuzu eti, domates, patates, nohut ve baharatlar olan, hususi güveçte fırında minimum 7-8 saat kadar pişirilen piti, Lenkeran şehrine özgü yiyeceklerden, içi öğütülmüş ceviz, salça ve soğanlı karışımla doldurulan balık ve tavuk ile tandırda pişirilen levengi, yoğurt ve yeşilliklerle meydana getirilen çorba dovğa’nın tadı damağınızda duracak.
Tatlılardan ise geleneksel Azerbaycan baklavası, şekerbura, badambura, tatlı ve tuzlu olarak hazırlanabilen qoğal, Şeki helvası tadılması ihtiyaç duyulan değişik lezzetler içinde. Bu tatlıların yanı sıra yanında vişne, kiraz, üzüm ve daha birçok meyveden organik şekilde hazırlanan reçel türleri ve dilimlenmiş limonla servis edilen taze demli çay Bakü’de yeme içme deneyiminizi zenginleşdirecekdir.
Bakü’de yeme içme denilince ilk olarak kent merkezindeki yaya bölgesi, yukarıda bahsettiğim Nizami caddesi aklınıza gelsin, burada yeme içme için fazlaca seçenek var.
Bakü alışveriş
Alışveriş denince bilhassa akla gelen Nizami Caddesi üstündeki dükkanlar, bununla beraber Bakü Bulvarında yer edinen, Kafkasya’nın en büyük avm olan Deniz Mall, Park Bulvar, 28 Mall çağdaş alışveriş sevenler için yararlı olacaktır.
Bununla beraber Bakü’de modayı yakından takip edenlerin gezinti alanı Neftçiler Caddesi. Tiffany, Gucci, Dior, Bottega, Veneta, Burberry şeklinde dünyanın en meşhur butikleri bu caddede sıralanmış.
İçerişehir’de bulunan şirin dükkanlarda otantik halılar ve hediyelik eşyalar bulabilirsiniz. Bakü’yü ve Azerbaycan’ı hatırlatacak hediyelik eşyaların başlangıcında, Azerbaycan halkının varlıklı zamanı geçmişini yansıtan dekoratif ve uygulamalı sanat ürünleri geliyor.
Azerbaycan’da halı dokuma sanatının en eski ve en geleneksel formlarını da bulabilir, kuyum, taş, metal ve ahşap oyma, dokuma, baskı, desen, örme ve nakış şeklinde el sanatlarını yansıtan obje ve el yapımı ürünler satın alabilirsiniz.
Bakü gece yaşamı
Bakü gece yaşamı, Türkiye’deki fiyat averajının birazcık üstünde. Şehirde gece yaşamının kalbiFevvareler Meydanı çevresinde atıyor. Pek fazlaca meşhur mekanların yer almış olduğu bu bölge hem mahalli halkın hem de şehri ziyaret eden turistlerin uğrak noktası.
Şehirde gece yaşamı publar, gece kulüpleri ve lüks mekanlar olmak suretiyle bütçe durumunuza gore şekilleniyor. Publar daha fazlaca birkaç kadeh bir şey içmek ve sosyalleşmek için kullanılıyor. Gece kulüpleri ise Türkiye’deki meyhanelerin karşılığı şeklinde algılanıyor. Lüks gece kulüpleri çoğu zaman rezervasyonla alan kişi kabul ediyor. Belli bir gelir seviyesinin üstündeki kişilerin ziyaret etmiş olduğu mekanlara girişte kılık giysiye ve ayakkabıya dikkat ediliyor.
Bakü konaklama
Bakü’de konaklama, genel olarak Avrupa şehirlerine göre uygun fiyatlı. Bakü ve çevresinde her bütçeye uygun otel ve barıncak bulabilmeniz mümkün. Bakü’nün zamanı kısmı olan İçerişehir’de pek fazlaca butik otel var. Bilhassa Kız Kalesi ve Hazar Denizi manzaralı birçok otel bulabileceğiniz şeklinde, şehir merkezinde de bir otel tercih edebilirsiniz.
Şehir merkezinde Four Seasons Hotel Baku, Park Inn by Radisson Baku Hotel ve Hilton Bakü gezilecek bölgelere adım atma mesafesinde içeriyor. Bakü gezimde ilk 2 gün Bakü Hilton Hotel’de kaldım. Şimal bölgelere yaptığım geziden sonrasında 3 gün dePark Inn by Radisson’da kaldım.
Her ikisi de oldukça konforlu ve merkezi konumda. Bakü gezimin son iki gününde ise Bakü İçerişehir’in yanıbaşındaki enfes otelFour Seasons Bakü’de kaldım.
Bakü’ye iyi mi gidilir
Bakü ile Türkiye içinde, Türk Hava Yolları, Azerbaycan Hava Yolları, Buta Airways ve Pegasus’un karşılıklı uçuş seferleri var. İstanbul’dan Türk Havayolları, Azerbaycan Havayolları, Ankara’dan ise Azerbaycan Havayolları’nın Bakü’ye direkt seferleri mevcut.
Ben İzmir’den Bakü’ye direkt uçtum. Haftanın belli günleri Pegasus Havayolları, İzmir’den Bakü’ye uçuyor. Azerbaycan’a her iki gidişim de İzmir’den direkt oldu.
Maalesef İstanbul’dan ve Ankara’dan Pegasus ile direkt uçuş yok. İzmir aktarmalı olarak İstanbul’dan Bakü’ye gidebiliyorsunuz. Yaz döneminde, nisandan itibaren Pegasus Alanya-Gazipaşa ve Bakü arası direkt seferler düzenliyor.
Öte taraftan Bakü’ye Gürcistan ve İran üstünden kara yolu ile de ulaşım mümkün. Bakü’ye ulaşımın bir öteki yolu ise ilkin Iğdır’a, sonrasında da Nahçıvan’a geçip oradan uçakla Bakü’ye geçmek.
Ortalama üç saat devam eden direkt uçuşlarla ulaşabileceğiniz Bakü’de internasyonal uçuşlar için Haydar Aliyev Internasyonal Havalimanı kullanılıyor. Kent merkezinin 20 km kuzeydoğusunda yer edinen havalimanından şehir merkezine otobüsle geçebilirsiniz. Havalimanı ve 28 May Metro İstasyonu içinde 30 dk. da bir Aero express otobüs seferleri var. Biletler ‘BakıKart’ satış makinelerinden alınıyor.
Bakü’de şehir içi ulaşımı otobüs, troleybüs, metro ve taksiyle sağlanıyor. Bakü Metrosu, 1967’de, Ekim Devriminin 50. yıldönümü arifesinde Sovyetler Birliği’nin beşinci metrosu olarak hizmete girmiş. Metro hatlarının toplam uzunluğu 36,6 km’ye ulaşan Bakü Metrosu 25 metro istasyonu ve yeraltı yollarına haiz.
Metroyu kullanmak için durağan(durgun) kart ücretli + doldurmalı ‘BakıKart’ almanız gerekiyor. ‘BakıKart’ plastik, 2 Manat durağan(durgun) kart ücretli ve doldurmak mümkün. Her turnike geçişinden ilkin kartı istasyondaki hususi makinelere okutup, geçiş ücretini karttan düşüyorsunuz. Eski kartlarda denge var ise yeni kartlarla değiştirilebiliyor. Bakıkartlar, kırmızı BakuBus MMC otobüslerinde ve öteki pek fazlaca otobüste de geçerli. Kartlı otobüslere bir tek önden ve kartla biniliyor.
Her turnike geçişinden ilkin kartı istasyondaki hususi makinelere okutup, geçiş ücretini karttan düşüyorsunuz. BakıKart Məhdud bakiyesini ilk kullanım sonrasında 45 gün içinde sarfetmek gerekiyor. Eski kartlarda denge var ise yeni kartlarla değiştirilebiliyor. Bakıkartlar, Kırmızı BakuBus MMC otobüslerinde ve öteki pek fazlaca otobüste de geçerli. Kartlı otobüslere bir tek önden ve kartla biniliyor.
Bolt, Uber ve devletin işlettiği mor renkli Londra taksileri kullanın. Hepsinde taksimetre var.
Bakü, Azerbaycan’ın olmasıyla birlikte bulunmuş olduğu coğrafyanın da her bakımdan en mühim kenti. Gezinsel adresleri, kültür ve sanat merkezleri, organik güzellikleri ve zamanı dokularıyla, mahalli özelliklerini çağdaş bakış açısıyla harmanlıyor. Ben sevdim bu şehri ve gene gideceğime inanırım.
 
 
0 Yorumlar